Obstetrik tanımı hamilelik süresince sıkça duyulmaktadır. Öncelikle bu tıp dalı doğum ve doğum sonrası süreci kapsayan, kadınların bu süreç ve sonrasında üreme yolları ile ilgili problemlere eğilmektedir. Bunun yanı sıra yeni doğan çocukların bakımı obstetri dahilindedir. Ancak tek başına bir tıbbi branş değildir.
Kadın hastalıkları ve doğum ana bilim dalının alt kollarından birisidir. Aynı zamanda yalnızca gebelikle ilgilenir. Obstetri, gebelik başladığı andan itibaren anne ile ilgilenmeye başlar. Gebeliğin son haftasına kadar bu süreç devam eder. Yine gebelik bittikten sonra yaşanan lohusalık döneminde de sıkıntı yaşayan kadınların tedavisiyle ilgilenmektedir. Gebelik ile ilgili olan düşük yapma, erken doğum, fetüs anomalileri ve embriyonun gelişmemesi gibi çok ciddi problemlerle ilgilenen uzmanlar obstetri alanında çalışmaktadır.
Obstetri Hangi Vakalarla İlgilenir?
Obstetrik vakalar kadın hastalığından ziyade doğum üzerinde çalışmalar yaparlar. Bu bağlamda da kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan doktorlar anne adaylarıyla hamilelikleri boyunca koordineli bir biçimde süreci takip ederler. Gebelik fizyolojik bir süreç olduğu için her aşamasında belli risk faktörleri taşımaktadır. Bu yüzden olası bir problem yaşanmaması adına muayeneler sık sık tekrarlanır.
Oran olarak son derece az olmasına karşılık ülkemizde de tıpkı tüm dünyada görüldüğü gibi gebelikte düşük gözlemlenebiliyor. Bunun yanı sıra yapılan ultrason muayeneleri anne sağlığından ziyade daha çok bebeğin durumunun hangi seviyede olduğunu görmek için yapılıyor. Haliyle embriyonun gelişim aşamasının ideal seviyede olmaması, fetüs sürecinde yaşanan farklı anomaliler ve zamanından önce gelmesi muhtemel olan premature bebekler tam olarak obstetri doktorlarının ilgi alanına giriyor. Özellikle riskli gebelikler söz konusu olduğunda obstetrik vakalar son derece yaygın görülebilir.
Obstetrik Ultrasonografi Ne Demek?
Obstetri tarafından belli aralıklarla riskli gebelik yaşayanlara özel olarak ultrason muayeneleri yapılır. Ancak yalnızca bununla sınırlı kalmayan bir süreçten bahsedebiliriz. Günümüzde gebeliklerde risk faktörü olup olmadığı anlaşıldığı andan itibaren hem anne için hem de bebek için hassas bir dönem başlar.
Tüm bu süreci Obstetrik tedavi süreci olarak ele almak ise mümkündür. Günümüzde riskli gebeliklerin söz konusu olmaması için ciddi bir mücadele veriliyor. Yapılan tetkikler ise riski minimum seviyeye indiriyor.
- Ultrasonografi Muayeneleri
- NST (Non-stres Test)
- Down Sendrom Testi
- Amniyosentez
- Koryon Villus Örneklemesi
- Kordosentez
Bu aşamada ultrason muayeneleri sıradan rutin kontroller dahilinde de karşımıza çıkabiliyor. NST ise çoğunlukla doğum öncesinde de uygulanır. Bu aşamada bebeğin oksijen alıp almadığı, kalbinin atıp atmadığı, gelişimiyle ilgili bir sorun olup olmadığı gözlenir. 15.hafta itibariyle Down sendrom tarama testi olan ve aynı zamanda obstetrik literatürde üçlü tarama testi olarak bilinen test yapılır. Üçlü tarama testini de güçlendiren bir test olarak amniyosentez ise 16-18.haftalarda uygulanır.
Koryon villus örneklemesi ile kromozom hastalıkları şüphesi üzerinde incelemeler yapılır. Plasentadan alınacak mikro parça ile yapıldığı için bu testin oldukça özel olduğunu vurgulayalım. Son olarak Kordosentez ise bebeğin kromozom odaklı rahatsızlıklarından düşük riskine kadar pek çok veriyi uzmanlara verir.
Hamilelikte Ultrason ve Önemi
Gebelik boyunca obstetri muayene süreci ultrasonografi ile sürekli devam eder. Ayrıntılı ultrason sayesinde bebeğin gelişim süreci izlenir ve olası bir riskli gebelik söz konusu olduğunda erkenden teşhis edilir. Ayrıntılı gebelik ultrasonu tüm gebeler için 11-13.hafta aralığında bir kez, 18-23.hafta aralığında bir kez ve 24.haftadan sonra bir kez olmak üzere üç kez yapılır. Ancak obstetrik durumlarda daha detaylı ve sık bir ultrasonografi söz konusu olabilir.
